Türk Oyun Sektörü Röportajları – BUG Kurucu Direktörü Güven Çatak – Türkiye Oyun Endüstrisi’nin nabzını tutan haber sitesi Hubogi, Sektör Paydaşları Röportajlarına devam ediyor. En son Ankara merkezli mobil oyun firması Moralabs’tan Kamer Kemerkaya ve Netmarble EMEA CEO’su Barış Özistek’i konuk ettiğimiz sayfalarımıza bu kez sektörün yakından tanıdığı, gerek dergilerde, gerek üniversitelerde, oyun sektörünün gelişimi için sürekli çaba sarfeden, eğitmci Güven Çatak geliyor. Bahçeşehir Üniversitesi BUG Oyun Laboratuvarı’nda Kurucu Direktör olarak görev yapan Güven Bey ile oyun sektörüne girişi, oyunlara bakışı ve gelecek üzerine keyifli bir sohbet yaptık. Umuyoruz siz değerli okuyucularımızın BUG ve Güven Bey ile ilgili merak ettiklerinizi de karşılayan bilgilerle dolu bir içerik yaratabilmişizdir. Sözü fazla uzatmadan Güven Bey’le sohbetimize başlıyoruz.
Hubogi: Güven Bey merhaba, sizi sektörel anlamda yıllardır takip ediyoruz. Gerek dergi yazarlığınız dönemlerinden gerek Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki oyun laboratuvarı fikirlerinin ortaya çıktığı zamanlardan sizi bilen tanıyan insanlar var. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz, oyunlarla haşır neşir olma durumu ne zaman başladı, nasıl gelişti?
Güven Çatak: Teşekkürler 🙂 Benim de oyun maceram karne hediyesi olarak alınan bir Commodore64 ile başladı. Ardından Amiga, PC derken tüm o süreci 80’lerin Türkiye’sinde geçirmiş oldum. Oyunlardan tam biraz uzaklaşmış mimarlık okurken ve sinema ile ilgilenirken kader ağlarını ördü ve kendimi PC Gamer’ı Türkiye’de çıkartan ekibin içinde buldum 🙂
Hubogi: Türkiye’de oyun sektörü aslında sektör haline gelmeden önce ufak hareketlenmelerle ilerliyordu. Siz bu sektörün doğuşuna şahit olan ve belki de büyümesinde büyük roller üstlenen birisiniz. Sektör nasıl gelişti, sizin hayatınızla kesiştiği noktalar nereler oldu?
Güven Çatak: PC Gamer, Level ve ardından Oyungezer’de yazmanın en büyük avantajı şüphesiz sektöre yakın olmaktı. Bağımsız geliştiricisinden donanım firmalarına kadar geniş bir network ile iletişimde olmak, fiyaskolardan başarı hikayelerine kadar sektörün gelişmindeki birçok aşamaya tanıklık etmeye yaradı diyebilirim. Benim rolüm de sanırım medya geçmişim ile akademik kariyerimi birleştirerek sektörün ihityaç duyduğu köprüleri kurmak oldu 🙂
Hubogi: Güven Bey, Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki oyun laboratuvarı BUG’ın doğuşundan bahsetmek istiyoruz. Okuyucularımızın da bu hikayeyi merak ettiğini düşünüyoruz. BUG fikri nasıl doğdu, nasıl gelişti, bundan sonraki hedefleri neler olacak?
Güven Çatak: İstanbul zor bir şehir başta ulaşım açısından. Oyun geliştirme de bir takım işi malum. Birlikte bir şeyler yapmak için bir araya gelmek gerek. En azında başlarken. BUG böyle bir temel ihtiyaçtan yola çıkılarak tasarlanan bir komünite merkezi. Bağımsız geliştiricileri buluşturmak, onları firmalar ile tanıştırmak ve elbette bunu bir üniversite çatısı altında yaparak işin eğitim boyutu için de bir altyapı kurmak adına harekete geçildi. Kan, ter, gözyaşı ile geçen, sayısız etkinlikle dolu 6 yılın ardından Oyun Tasarımı üzerine bir lisans ile bir master programı, bir inkübasyon alanı ve bir sanal gerçeklik laboratuvarı ile BUG bir sisteme dönüştü ama halen bir komünite merkezi. Tabii esas hikayemiz, ‘Space Invaders’dan kopup İstanbul’a oyun sahnesini kurmaya gelen BUG indielerle tanışır ve sonra olaylar gelişir…’ 🙂 Bundan sonraki ilk hedef bu sistemi sürdürülebilir, kendine yetebilen bir hale getirmek ve elbette başarı hikayeleri çıkartmak, BUG ordusuyla yurtdışına açılmak!
Hubogi: Bir dönem ülkede oyun dergiciliği anlamında keyifli işler vardı. Dijitalin gelişmesi şu an dergicilik tarafını biraz törpülese de Gameshow, Level, PC Gamer zamanlarında siz de yazar olarak bulundunuz. Teknolojinin gelişiminin dergiciliği bitirdiğini düşünüyor musunuz yoksa belli bir kitle hala dergi okuyuculuğundan vazgeçemiyor mu?
Güven Çatak: Internet oyunu değiştirdi elbette. Anında her şeye ulaşabilmek dergiciliği bayağı bir zorladı. Kemikleşmiş bir kitle halen var Oyungezer’den takip ettiğim kadarıyla ama ayakta kalmak için webi, video portallarını ve sosyal medyayı pas geçmemek gerekiyor.
Hubogi: Güven Bey, Üniversitede kurulan BUG’dan çıkan oyunlar şu an ne durumda? Parlayan fikirler oldu ve oyuncular tarafından da beğenildi. Yenileri de mutlaka gelecektir diye düşünüyoruz, görünen o ki ekipler oldukça keyifli çalışıyor.
Güven Çatak: Master BUG dediğimiz Oyun Tasarımı yüksek lisans programımız ile BUG Jr dediğimiz lisans programımızdan çıkan bir sürü öğrenci işi var. BUG Kitchen dediğimiz ön kuluçka alanımızda öğrenciler takımlaşabiliyor ve birlikte üretebiliyorlar. Bu yaz Gamescom’daydık; birçok oyun sergiledik, ilgi alaka gerçekten güzeldi. Tabii artık oyunları yapmak yetmiyor, hedef kitleye ulaştırabilmek esas mesele 🙂 BUG halen genç, yolu uzun ama adımları emin!
Hubogi: Üniversite’deki BUG programları hakkında bilgi alalım hazır konusu gelmişken, bu konuda ilerlemek isteyen ve üniversite seçiminde olan genç arkadaşlara sunulan fırsatlardan, lisans ve lisans üstü programlardan bahsedebilir misiniz?
Güven Çatak: Bu yıl Master BUG, 4. yılına girdi; çok disiplinli, sektöre yakın, pratik yaklaşımlı akademik bir program. Tasarımcı da var eğitimci de, programcı da var avukat da! 🙂 Kafayı oyuna takmış olan, oyun ile pratik veya teorik olarak ilgilenmek isteyen herkes kapısı açık. Dijital Oyun Tasarımı diye geçen BUG Jr ise üretim bantı odaklı bir yapıya sahip. BUG Jr, ilk iki yıl kodlama, sanat ve tasarım altyapısını kuruyor; ardındansa özelleşiyor. Her iki program da BUG Lab çatısı altında olduğu için komüniteyle iç içe, yerli ve yabancı networklere çok yakın. Okurken bu elbette büyük bir avantaj. Ayrıca master ve jr öğrencilerinin birlikte üretebildikleri bir mutfağın olması (BUG Kitchen) ve yeni teknolojileri deneyimleyebilecekleri bir lab (VR1) olması da önemli diğer avantajlar.
Hubogi: Oyun sektörü dünyada hızla gelişen ve son dönemde sinema sektörünü bile geçen bir yapıya sahip. Sizce Türkiye, oyun sektörüne global olarak baktığımızda nerede? Nasıl ilerlemeli?
Güven Çatak: Türkiye enteresan bir yer. Sanırım hep de böyle kalacak 🙂 Bir sürü şeyin arasında kalmak hem kimlik, stabilite sorunları yaratırken hem de müthiş bir dinamizm yaratıyor ve fırsat kapıları açıyor. Pazar halen doymamış durumda. Espora bakıyorum, acayip bir ivme var, doğru yönlendirilirse bu enerji çok önemli başarılar elde edilebilir. Oyun geliştiren birçok ekip var, her hafta birçok oyun çıkıyor, devlet tarafında çeşitli ayrıcalıklar netleşebilirse oyun bir anda değişebilir. Birikim ve deneyim bakımından yalnız biraz daha yolumuz var; nitelikli insan kaynağı halen en büyük sıkıntılardan. Umuyorum ki BUG bu boşluğu bir nebze dolduracak.
Hubogi: Şu anda görev aldığınız üniversitenin eSpor’a bakış açısı da çok farklı, hatta Riot Games ile birlikte bir burs programı da başlattı, Supermassive isimli LoL takımına sponsor oldu. Sizin Elektronik Sporlar ile ilgili düşüncelerinizi merak ediyoruz. Gelecekte mesela olimpiyat oyunlarında bir spor olarak yer almalı mı?
Güven Çatak: Esporlar birçok açıdan rüştünü ispatladı oyuncusuyla da seyircisiyle de. Olimpiyatlarda yer almalı mı bilemiyorum ama almasa bile kendisi zaten bir olimpiyata dönüşecektir. Riot Games ile başlayan burs programı gerçekten özel, dünyaya örnek bir model; bu alanda oyuncu olmak veya çalışmak isteyenler için çok iyi bir başlangıç.
Hubogi: Güven Bey, oyun olarak baktığımızda hep sektörel olarak konuştuk, gerek BUG’dan bahsettik gerek sektöre bakışınızdan. Güven Çatak kendi kendine kaldığında ve işlerden vakit bulduğunda ne tür oyunlar oynuyor, mobil oyun mu seviyorsunuz yoksa “PC’ci” gruptan mısınız ya da “konsolcu” mu demeliyiz size?
Güven Çatak: Zaman bulamıyorum desem! 🙂 BUG çok vaktimi alıyor ama bilgisayar başına geçtiğimde yine iflah olmaz bir adventure sever olarak, ne çıkmış diye bakıyorum ve kısaysa da başına oturuyorum. Bağımsız geliştirici komünitelerin çok yakın olduğumdan mobil de olsa konsol da olsa ‘indie’ oyunları tercih ediyorum diyebilirim. Bir de tabii dersler gereği ben de biraz paçamı masaüstü oyunlarına kaptırmış durumdayım 🙂
Hubogi: Türkiye’de oyun sektörüne girmek isteyen, gerek akademik anlamda gerekse sektörel anlamda sizi takip eden gençlere neler tavsiye edersiniz?
Güven Çatak: Kesinlikle öncelikle gerek sosyal medya gerekse de dernekler anlamında komüniteye girmelerini tavsiye ederim. Biz komünite olmayı birçok şeye göre daha iyi becerdik, en azından şimdilik. İnsanlarla tanışmak ve birlikte üretebilecekleri ortamlarda bulunmak yeni başlayanların öncelikli hedefleri olmalı.
Hubogi: Güven Bey keyifli sohbet için teşekkür ediyoruz. BUG’a ve size başarılar diliyor, farklı projeleri heyecanla bekliyoruz!
Güven Çatak: Ben teşekkür ederim! Hep birlikte yola devam 🙂