Ana Sayfa Röportajlar Türk Oyun Sektörü Röportajları – 25 M2 Müzik Stüdyosu – Cenk Çelebioğlu

Türk Oyun Sektörü Röportajları – 25 M2 Müzik Stüdyosu – Cenk Çelebioğlu

3000
Türk Oyun Sektörü Röportajları - 25 Metrekare Ses Stüdyosu - Cenk Çelebioğlu
Türk Oyun Sektörü Röportajları - 25 Metrekare Ses Stüdyosu - Cenk Çelebioğlu

Türk Oyun Sektörü Röportajları – 25 M2 Ses Stüdyosu – Cenk Çelebioğlu! Hubogi olarak Türkiye’de oyun sektörü röportajlarına devam ediyoruz. Bu seferki konuğumuz 25m2 Müzik Stüdyosu’nun kurucusu Cenk Çelebioğlu. Gelin lafı fazla uzatmadan kendisiyle yaptığımız müzik ve oyun ile ilgili keyifli sohbete geçelim.

Hubogi: Cenk Bey merhaba. Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Okuyucularımız için bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Cenk Çelebioğlu: Herkese merhabalar, ben de bu güzel söyleşi için teşekkür ederim.  Tabi ki; 1978 İstanbul doğumluyum. Müzik ile ilgim, 7 yaşında izlediğim ilk sinema filmi Batman ile başladı. Ve doğrusunu söylemek gerekirse oyun müzikleri ile birlikte kesinleşti. Piyano ile başladığım yolculuğum teknolojiyi de dahil ederek kompozitörlüğe geçiş yapmıştı. Tabi o zamanlar (Commodore 64 ve Amiga döneminde) müzik teknolojisi 4 kanal idi, sesler chiptune diye tabir ettiğimiz enstrümanlardan ibaretti J Fakat esas heyecan veren görüntüye ve hikayeye müzik yapmak olduğunda bunun bir önemi kalmıyordu. 20 yaşıma kadar bulduğum görüntülere, yazdığım hikayelere müzik üretmeye devam ettim, bu sırada Yeditepe Üniversitesi İşletme bölümünü tamamladım.

Türk Oyun Sektörü Röportajları - 25 Metrekare Ses Stüdyosu - Cenk Çelebioğlu
Cenk Çelebioğlu

Hubogi: 25m2 nasıl doğdu? Müziğe olan ilginizi profesyonelliğe çevirmeyi nasıl düşündünüz? Bu yolda yaşadığınız zorluklar nelerdi? Profesyonel kariyerinizde veya öncesinde keşke böyle yapsaydım ya da böyle yapmasaydım dediğiniz bir olay oldu mu?

Cenk Çelebioğlu: Esasında küçük fakat keyifli home studio’mda, ticari amaçlı olmayan müzikleri üretirken, dijitalin yani internetin hayatımıza girmesi ile birlikte bu müzikleri insanlarla daha rahat buluşturma imkanım oldu. Ticari kaygılarla üretmediğim müziklerim sinema filmleri ve oyunlar için talep görmeye başladı. Bu esnada Berklee College of Music’de Film Müzikleri ve Orkestrasyon Eğitimi tamamladım. Ve yaklaşık 10 sene önce ilk sinema filmim Son İstasyon ile birlikte profesyonel çalışmalara başlamış oldum. Onlarca film ve reklam müzikleri macerama, ilk göz ağrım olan oyun müziklerini de dahil etme şansı buldum. Realms Of Mayhem, Zula, Osmanlı Savaşları gibi oyunların tema müziklerini hazırladım. Ve tüm bu birikim sonrası çalışmalarımı daha kurumsal ve profesyonel ortamda hazırlamak üzere 25m2 Music Production’ı kurdum. Her zaman insanın hayatında keşkeler oluyor ama önemli olan iyi ki lerin fazla olması. Yani “25m2’yi keşke daha önce açsaydım” demenin bir yararı yok çünkü. Demek ki şimdi olması gerekiyormuş diye düşünenlerdenim. Yönetim ile müzik kavramını bir araya getirmek ise yaşadığım zorlukların başında geliyor. Anlaşmalar, toplantılar vs derken yoruluyor insan ama stüdyoda müziği ile başbaşa kaldığı anda her şey başka bir boyuta taşınıyor.

Hubogi: Seslendirme ve müzik projelerinde hangi ekipmanlardan, yazılımlardan faydalanıyorsunuz? Bir seslendirme projeniz hangi süreçlerden geçip ortalama kaç gün sürüyor?

Cenk Çelebioğlu: Genelde mütevazi bir insan olduğum söylenir ama bir tek bu konuda öyle olamayacağım 🙂 Türkiye’deki belki de en iyi ve geniş yazılıma sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Bundan da önemlisi tüm bu araçların hakkını verecek bir ekibe…Teknoloji pek çok alanda olduğu gibi müzik prodüksiyonunda da inanılmaz hızlı bir şekilde ilerliyor fakat istekleri kaliteyi kaybetmeden süratle karşılayabilmek için bu son teknolojilere sahip olmak ve iyi kullanabilmek gerekiyor.

Hubogi: Cenk Bey, kişisel olarak oyunlara ilginiz ne zaman başladı? Hala aktif olarak oyun oynuyor musunuz? Geçmişten bugüne en fazla tercih ettiğiniz oyun türü veya türleri ne oldu? Hayatınızda iz bırakan asla unutamayacağınız bir oyun ya da oyun anınız var ise bizimle paylaşır mısınız?

Cenk Çelebioğlu: Belirttiğim gibi oyunlar benim çocukluğum, müziğimi şekillendiren, temelini atmış olan en değerli şey. Bugün hala sevdiğim oyunların aranjelerinden, temalarından zaman zaman esinlenmiyorum dersem yalan olur. İlk bilgisayarım kartuşlu Atari idi. Ardından C64, Amiga 500 ve PC, Playstation ile devam etti. Bu platformalara sahip olabildiğim için çok şanslıyım. Bir tür ayrımım hiç olmadı. Adventure oyunları en baskını diyebilirim ama strateji, simülasyon, spor hepsini oynuyorum. Tabi şu sıralar zaman bulmak zor yine de dayanamıyor, alıyor, indiriyor ama başlayamıyorum J Neyseki mobil oyunlar çok zenginleşti ve kaliteleşti. Elimizin altında açıp hasret gidermek mümkün oluyor. Şu sıralar PC’de Space Hulk, Battlefield 1 ile PS4’de God Of War ve Detroit oynuyorum.

Hubogi: Müzik sektörüne dönecek olursak. Türkiye’deki müzik sektörünü global müzik sektörüyle kıyasladığınız zaman Türkiye’yi hangi konumda görüyorsunuz? Türkiye’den kaliteli işler çıktığını düşünüyor musunuz?

Cenk Çelebioğlu: Müzik üzerine yorum yapması en kolay konulardan. Güzel, kötü, olmamış, çok beğendim vs. Herkes görüşünü rahatça bildirir. Ama bana göre iyi müzik kötü müzik değil, anlatmak istediği veya eşlik olduğu konuya uygun olan, olmayan müzik vardır. Çünkü bir müzik dinlersiniz, altyapısı cılızdır ama melodisi öyle kuvvetlidir ki, hissi size geçirmeyi başarıyordur. Başka bir müzik vardır, teması yoktur ama öyle güçlü bir alt yapı ile sunulur ki, vaov derseiniz. Türkiye’de güzel popüler olsun, reklam ve film müzikleri olsun iyi işler yapılıyor. Yurtdışı prodüksiyonlarına göre en büyük farkımız ise müzik prodüksiyonuna dahil olan insan sayısı. Bütçelerin düşük tutulması ön planda olduğu anda bu müziğin kalitesine yansıyor. Yurtdışında neredeyse her sürecin adamı farklı iken bizde hepsini bir kişinin yaptığı oluyor.

Hubogi: Ülkemizde ya da dünyada oyunlara baktığınız zaman hangilerini seslendirme ve müzik alanında başarılı buluyorsunuz? Bu konuda geçmişten bugüne unutamadığınız bir oyun oldu mu?

Cenk Çelebioğlu: Gönlüm Türkiye’de çok daha fazla oyun üretilmesinden yana. Dediğim gibi oyunların ve müziklerinin yeri bende çok ayrı. Şu ana kadar da elimden geldiğince yerel oyunların müzik yapımına katkıda bulunmaya çalıştım. Amacım sayılarının artması ve gelişmesi yönünde çünkü. Yurtdışından alınıp Türkiye’ye yapılan uyarlamalar çok başarılı oluyor. Özellikle ünlü seslendirmenler ile yapılan çalışmalar (örneğin Yetkin Dikinciler’in seslendirdiği Cengiz Han oyunu) dikkat çekiyor. Müziklere gelince, Zula ve Osmanlı Savaşları için hazırladığım müziklerden süreci boyunca çok keyif aldım. Müziği ile birlikte unutamadığım oyunların başında ise çok eskilerden Lost Patrol ve Shadow Of The Beast gelir 😊 Tabi yüzlerce sayabilirim ama özetle şunu söyleyebilirim; bugün yabancu oyun müziklerinin prodüksiyon kalitesi artık film soundtrack’leri kalitesinde. Ayrılan bütçe neredeyse o seviyelerde. Buna en güzel örnek Crysis 2, Call Of Duty MF2 gibi oyunların müziklerini Hans Zimmer’in yapmış olmasıdır.

Hubogi: Bugüne dek bir çok ünlü isimle çalıştınız. Bunların arasında çalışmaktan en keyif aldığınız isim hangisiydi?

Cenk Çelebioğlu: Vokalistler, enstrumantalistler, müziğe anlam katan çok değerli insanlar. İşe uygun iyi isimlerle çalışmak veya farklı şeyler denemek işin en büyük keyfi. Dolayısıyla en keyif aldığım bir isimden ziyade her projede ünlü isimlerle çalışmanın büyük bir heyecan olduğunu söyleyebilirim.

Hubogi: Filmlere olan ilginizi de biliyoruz, biraz da filmlerden bahsedelim. Sizi bugüne kadar çok etkileyen hayatınızı değiştiren bir film oldu mu bununla ilgili anınınz varsa bizimle paylaşır mısınız? 2018 “En İyi Film Müziği” Oscar’ı sizin elinizde olsa bunu hangi filme verirdiniz?
Cenk Çelebioğlu: 7 sinema filmi müziği yaptım şu ana kadar. Uzun metraj için müzik hazırlamak, sahnedeye müzik ile duygu katmak büyük keyif. Farklı dönemlerde hayatımıza anlam katan filmler oldu tabi. Müziğe başlama sebebim olan Batman’i hepsinden ayrı tutarım. Konu sadece felsefesi, hikayesi, başarısı değil…Neye sebep olduğu. Braveheart ise şu ana kadar en çok izlediğim filmdir. Savaş filmi çehresinde büyük bir aşk filmi, aşkla yapılmış…Rahmetli James Horner’ın müzikleri inanılmaz. Açıkcası şu ana kadar izlediğim filmler içinde 2018 En İyi Film Müziği Oscar’ı almalı diyebileceğim bir film olmadı.

Hubogi: Son olarak dünyada ve ülkemizde hızla gelişen oyun sektörünün zaman içinde müzik, film, spor gibi ana akış eğlence sektörlerini geçebileceğini düşünüyor musunuz?

Cenk Çelebioğlu: Neden olmasın? Oyun içerisinde hikaye, aksiyon, dram, duygu, müzik, mesaj, zeka barındıran bir olgu. Kimisi yabancı dil gelişimi, kimisi pratik zekayı geliştirirken, pek çoğu duygulara hitap ediyor. Özellikle dediğim gibi mobil teknolojinin gelişmesi, steam gibi platformlarla bağımsız oyun geliştiricilerinin türemesi ile birlikte geleceğini bugüne göre daha geniş ve büyük görüyorum.

Türk Oyun Sektörü Röportajları - 25 Metrekare Ses Stüdyosu - Cenk Çelebioğlu
Türk Oyun Sektörü Röportajları – 25 Metrekare Ses Stüdyosu – Cenk Çelebioğlu

Hubogi: Cenk Bey bize bu keyifli sohbet imkanını verdiğiniz için teşekkürler. 25m2 ve size başarılarınızın devamını diliyor, gelecek projelerinizi heyecanla bekliyoruz.

Cenk Çelebioğlu: Çok teşekkür ederim, hem güzel dilekleriniz, hem de bu güzel sohbet için. Yolumuzun özellikle oyun sektöründe sık sık kesişmesini dilerim 😊 Sevgiler.

Cenk Çelebioğlu
25 m2 Müzik Stüdyosu

Web: www.25m2.com

E-Mail: info@25m2.com