Merhaba Hubogi takipçileri. Türkiye’de oyun sektörü röportajlarına devam ediyoruz. Yaklaşık 7 ay önce Gaming in Turkey Oyun ve Espor Ajansımız’a İş Geliştirme Direktörü arayışımız vardı. Sonrasında Damla Pekgöz ile tanıştık ve GIT projelerinin geliştirilmesinde ve pazarlama çalışmalarından sorumlu oldu. Bu süreçte ona gelen tek bir soruyu biraz da çoğaltarak ufak bir röportaj yapalım dedik. Oyun sektöründe kadın olmak!
Aslında oyuncu kimliği erkek – kadın fark etmiyor. Fakat sektörde çalışan kıyaslamasına baktığınızda erkeklerin ağırlığını görüyoruz. Damla ile birlikte ajansımızda toplam 3 kadın çalışanımız var. Biz de bu sayı yakın gelecekte yarı yarıya olacak diye tahmin ediyoruz. Yerimizi de düşünerek lafı fazla uzatmadan Damla ile yaptığımız röportaja geçiyoruz 🙂
Uluç Ali Kırangil: Merhaba Damla, Türk Oyun Sektörü Röportajları köşemize hoş geldin 🙂
Damla Pekgöz: Merhabalar, uzun süredir takip ettiğim köşede yer almaktan çok keyif aldığımı söylemek isterim öncelikle. Hoş buldum.
Uluç Ali Kırangil: Oyun sektörü ile ilk olarak yolun nasıl kesişti? Sektörde olmaya nasıl karar verdin?
Damla Pekgöz: Yaklaşık 10 senedir creative ajanslarda çalışıyorum anca çok uzun süredir oyun sektörüne ya da oyuna yönelen markalara hizmet vermek için çabalıyorum diyebilirim. Oyun sektörü ile yolum ilk olarak Ozan Aydemir’in eski Joygame şimdi Netmarble olan şirketine iş başvurusu ile gerçekleşmişti. O zaman çalışma fırsatımız olmadı ancak hayat ilginç 😊 Bir şeyi isterseniz oluyor demek istiyor sanırım. Şu anda birlikte çalışıyoruz. Benim hep bu alan için bi motivasyonum vardı zira insanın keyifle yaptığı bir iş hayali hep vardır. Ben oyunlara bu alandaki herkes gibi çocuk yaşlarımdan itibaren ilgi duydum, bu işi yapmak istedim ve kendimi bu alanda eğittim. Sonuç hoş oldu bence 😊
Uluç Ali Kırangil: Oyun sektöründe çalışmak eğlenceli, bizce! Peki Sence bu sektörde çalışmak isteyenlerin sektöre ayrı bir ilgi duyması gerekiyor mu?
Damla Pekgöz: Oyun sektöründe çalışabilmek için oyuncu iç görüsünü anlamak çok kıymetli diye düşünüyorum. Hizmet edeceğiniz, konuşmak istediğiniz kitleyi iyi tanımak, onların dilinden konuşmak, arkadaşları olmak önemli. Bu alana ilgi duymayan, o konuşma dilini bilmeyen kişilerin zorlanacağını söylemek yanlış olmaz. O açıdan, bu sektörde çalışmak isteyen herkesin oyun dünyasını takip etmesi ve hatta bizzat o topluluk içinde olması çok önemli.
Uluç Ali Kırangil: Bu sektörün sana kattıkları veya hayatına etki ettiği yönlerden bize birkaç örnek verebilir misin?
Damla Pekgöz: Öncelikle oyunların dinamiklerinden çok şey öğreniyoruz. Oyunların hikayeleri, var olan topluluğu ile girdiğin etkileşim, aynı dili konuştuğun bir kitle ile aynı ortak noktada buluşma keyfi çok başka. Ayrıca competitive dediğimiz, bu işi daha profesyonel ve bir spor haline getirebilmiş oyunları takip etmek, taraftarı olmak çok çok başka duygular. Bana kattığı şeyin bu anlamda çok iyi bir network, keyif aldığım ve ilgilendiğim alanda konuşabildiğim insanlar ve elbette farklı bir spor dalında taraftar olma ayrıcalığı. Bunlar hoşuma gidiyor.
Uluç Ali Kırangil: Bir kadın gözünden baktığında, oyun sektöründe ülkemizde veya globalde yeteri kadar kadın çalışan olduğunu düşünüyor musun?
Damla Pekgöz: Aslında bunu sadece ben değil bütün dünya düşünüyor diyebiliriz. Bu bir gerçek aslında. Hatta bu alanda gerçekten globalde çok ciddi yatırımlar yapılıyor, destek toplulukları oluşturuluyor diyebiliriz. Hem oyun geliştirme hem oyun yönetimi, hem de espor anlamında kadınların sektöre girişince artış var ancak hala ağırlıklı erkek egemen olduğunu görüyoruz. Bunun değişmesi için de Türkiye ve globalde destek topluluklarının daha da artması harika olacaktır. Kadınların da umarım bu alana olan ilgisi giderek artar zira hala oyun oynamayı “erkek işi” olarak gören bir kitle de var. 😊 Birbirini beslemesi gereken iki konu aslında bunlar. Bir araya geldiğinde rakamlar da artacaktır.
Uluç Ali Kırangil: Oyun sektöründe çalışan birisi olarak sen daha çok hangi tarz oyunları seviyor ve oynuyorsun?
Damla Pekgöz: Nefis soru. 😊 Genelde kadınların daha “girly” oyunlar oynamasını bekliyorlar ancak online oyun dünyasında en çok vakit geçirdiğim oyun Dota 2 diyebilirim. Bu aralar gözümü Overwatch’a dikmiş durumdayım ki, FPS oyunlarda gerçekten çok çok ama çok kötüyüm. – Tahmin edemeyeceğiniz kadar hem de. Ama öğrenmenin yaşı yok derler. 😊
Son olarak da gerçek bir mobil oyun canavarıyım. Ağırlıklı strateji oyunları olmak üzere, bir çok mobil oyunu deniyorum mutlaka.
Uluç Ali Kırangil: Espora da gelecek olursak, hem ülkemizde, hem de globalde yıldızını parlatmaya devam ediyor. Senin bu konuda fikirlerin nelerdir?
Damla Pekgöz: 2018 yılında güzel bir patlama yaşadığını gözlemledik. Ulusal ve uluslararası turnuvaların, markaların yüzünü biraz daha bu alana dönmesi ve yatırım yapması, ulusal medyanın ve hatta federasyon kurulmasının da bunda etkisi büyük. Tabii ki globalde gördüğümüz hacmi ve yükselişi burada görmüyoruz ancak bu önümüzde çok çok güzel bir yol olduğunu gösteriyor bu anlamda umutluyum. Konuya pozitif yönden bakıyorum diyebiliriz. Gidilecek güzel bir yol var ve bu yolda bişeyler yapmaya istekli insanlar var. Sadece o yolun önü açılmalı ve doğru işler doğru partnerler ile yapılmalı. O zaman hem yatırım yapan taraf hem de espor dünyası kazanacak bunun sonucunda da taraftarlar ve oyuncular mutlu olacaktır diye düşünüyorum.
Uluç Ali Kırangil: Senin gibi, oyun sektöründe çalışmak isteyenlere neler öneririsin, nerelerden başlamaları lazım?
Damla Pekgöz: Öncelikle oyuncu olmalarını öneriyorum 😊 Sonrasında ise hem ulusal hem de uluslararası anlamda sektörün nereye gittiğini, neler yapılabildiğini, hangi alanlar ve mecralar kullanıldığını takip etmeleri önemli. Zira, dijital çok hızlı ilerlerken oyuncuların odakları her an farklı bi oyuna ve farklı bir mecraya kayabiliyor. Her mecranın dinamiklerini oyuncu gözünden anlamalı ve buna göre neler yapılabilir ya da nasıl iyileştirilebilir diye kafa yormalarını tavsiye ederim. Sektör çok güzel ancak çok hızlı. Bu hıza adapte olacakları bi dünyaya girdiklerini unutmadan, her zaman sektörün iyi oyuncularını hem marka hem firma hem de Espor anlamında takip ederek kendilerini hazırlayabilirler. 😊
Bir sonraki röportajımıza kadar, oyunla kalın!